Zalımsın Tekirdağ


Allah-u Teala'nın unuttuğu yerdir Küçükçekmece. Söylentiye göre Allah İstanbul'u yaratırken Küçükçekmece köfteciye gitmiş ve merkeze konumlandırma sıtkısından nasibini alamamış. Bunun üzerine Allah da Küçükçekmece'yi E5 in bittiği yere hapsetmiş. Sonra da bir daha giden olmamış.. Taa ki Kadir Abi metrobüsü ayağına getirip Küçükçekmece'yi esaretten kurtarana kadar.

Bitki örtüsü seyahat doğrultusunda değişir, yerini sanayiye bırakır buralarda. Florya'dan sonra zaten başka bir şehirden geçiyomuşsunuz gibi gözler açılıp pür dikkat gözlemlemeye başlar etrafı.Yollar daralır, güneş kara bulutların arkasına kaçar zannedersin ki trafik akış yönü bile değişecek roundaboutlar ortaya çıkacak. Ama Osmanlı tuğralı Dobloları, makas atan Şahinleri, boş muratti kutusu bitki örtüsünü görünce kendine gelirsin.

Neyse malum işimiz düştü, gitmemiz şart, bir gün önceden muska yaptırıp çıktık yola. Allah hökümetimizden razı olsun 15 lira domalıp Avrasya tünelinden hemen 50 dakkada çıktık Kumkapı'ya. Ordan ver elini Yenikapı, Avcılar derken vardık Küçükçekmece'ye. Aracımızı Allah'a emanet ettik ve işimize döndük uyduk imama. Üç dört saat sonra e5 trafik namazına durduk ve yolumuza başladık. Haliyle heryer bozkır, yapılanmamış ve bakir bir arazi Küçükçekmece. Etrafı izliyoruz ve kendimize soruyoruz: Neden Küçükçekmece ? Özel bir sebebi olmalıydı. Yatırımcıyı Küçükçekmece'ye çeken neydi ? İstişare edip düşünürken bir yandan da etrafı izliyoruz. İyi bok yiyoruz. İstanbul sapağını kaçırıyor ve ucu bucağı olmayan Tekirdağ yoluna devam ediyoruz. Neyse elbet karşımıza bir u dönüşü çıkacak. Bok çıkacak. 25 km kadar gidiyoruz tansiyon yükseliyor. Çerkezköy tabelaları ile birlikte bayılıp düşenler, birbirine sarılıp ağlayanlar, camı açıp bağıranlar.. Ortalık Kim Yong'un babasının cenazesine dönüyor. Bitki örtüsü yerini köftecilere bırakıyor, araç çekişten düşüyor abi bokunu yiyip daha da gitmeyelim diye dile geliyor adeta. Derle demez 1 km ötede hızır gibi yetişen bir U dönüşü görüyoruz. Bu İstanbul'a dönen son biletimizdi. Bunu da yakalayamazsak bizi birer kilo köfte dahi aklayamazdı, Çerkezköyde kalmamız şarttı. Neyseki sola sinyal vermemizle dönmemiz bir oldu. Yol boş olunca el freni çekip dönsek farkedip atarlanacak insan evladı yok çorak arazide..

Velhasıl bir buçuk saatlik yol oldu bize iki buçuk saat. Gecikmeden doğan farkın üstüne bir de biriken trafiğin gecikmesi binince dış borcun faizinin faizini ödeyen ülkelere döndük. Saat geç de olsa döndük eve ama bir daha mı.. Yoook. Bir daha gözümüzü yoldan ayırmak yok. Zalımsın Küçükçekmece ama zalımım diye böbürlenme senden daha zalım Tekirdağ var !

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şanzelize Cafe

Benim Babam Toyota Gibi Adam - Baban'ın Freni Şişiyo Mu ?

Anlık Hevesle Spor Salonuna Yazılan Beyaz Yaka Rambo